Bu hikaye birileri tarafından beklenen, oldukça liseli ve çadır kurmalı hikayemdir.
Öncelikle şunu söyleyeyim, hepimiz liseli olduk, hepimiz bacak görüp köt hayal ettik. O yüzden "only hande ataizi can judge me" diyorum.
Belki de düşüncelere dalacağız bu hikayenin sonunda ancak kah gülüp eğlenip kah kaldırıp indirip kah ağlayacağız halimize.
Çünkü hepimiz liseli olduk.
İyi seyirler.

---------------------------------------------------

Lise 2'nin ikinci ayı geçmiş, soğuklar gelmişti. Sıra arkadaşım sinüzit kızın sıra altındaki sümüklü mendillerinin kokusu başımı sıraya her koyduğumda burnuma hücum ediyordu. O kadar tiksinmiştim ki sinüzit kızın bacaklarının neye benzediğinden bihaberdim.

Yine sıraya başımı koyduğum bir gün, normalde arkamda ancak o an solumdaki sırada oturan kızın, külotlu çorap gibi iğrenç bir şeyin altından belli belirsiz gözüken külodunu gördüm aptalca bir oturuş içindeydi. "Lan" dedim "bana mı gösteriyor?" Tabii her türk liselisi gibi kendime yormuştum bu olayı ve külot kızla kesişmelere, anlamsız uzayan muhabbetlere girişmiştim. Kafamı sıraya koyduğumda gözlerimi yuvalarından çıkana kadar zorluyor, arkaya bakarak (yani bildiğin kafamın üstüne yatarak) bacaklarını kesiyordum.

Yine ben bu bacakların ve damcığın peşinde iken bu zaman dilimi ve uğraşın içinde herkesin bildiği "tişört değiştirme" vakası vuku buldu. Umutlanmayın ben yine kuku bulamadım. Bilmeyenler için özet geçeyim:
İki tm sınıfının pikniğinde, diğer sınıftan olan ve okulun en sekse davetkar ve ateşli ve güzel kızı, benim charlie chaplin'li tişörtümü beğenerek "merdo tişörtleri değişelim mi?" demiş ve ben sadece "höee höayır..." cevabını verebilmiştim. Bir daha yüzüme bakmadı.

Yine ben bu bacakların ve damcığın peşindeyken bir başka seksi kız (o dönemde çok seksi kız vardı, seçici değildim fazla) başını omzuma koymuş. Heyecandan omzum titrediğinden birkaç saniyede kaldırmıştı. Bir kere merdivende kötünü gördüm. Bir daha yüzüme bakmadı.

Yine ben bu bacakların ve damcığın peşinde iken bir başka gerçekten hala güzel ve seksi ve bir o kadar gerçekten kaşşar olmadığına kalıbımı basacağım bir kızın müthiş bir şekilde donuna kadar görebileceğim bir oturuş halini gördüm ve başkaları da görüyordu. "Pıst" yapıp gözlerimle işaret ederek düzelttirdim ki bunu nasıl yapabildim hala şaşıyorum. Bana çok kızmıştı bunu bu şekilde yaptığım hatta direkt bunu yaptığım için. Sonra bir çocuk kıçını ellerken görmüştüm gülüyordu kevaşe. Bir daha yüzüme bakmadı.

Yine ben bu bacakların ve damcığın peşinde iken bu bacakların ve damcığın sahibi aşüfte dilber okul yolunda karşıma çıktı. Kapı kapalı arka kapıdan girecekmişiz meğer. Tamam, dedim birlikte yürümeye koyulduk. Muhabbetimiz ballanıyor, git gide allanıyorduk hatta. Aşüfte dedim, gel dedim senle çay içelim ilk derse girmeyip. Olur dedi memeleri hoplayaraktan. Götürdüm bunu bizim ilyas çay ocağına, bodrumda koltuk var çıkışta biz hep orada takılır televizyon izler sigara içeriz. Şimdi boştur bunu orda bir iki emerim diye düşünüyorum.

Girdik, çayı söyledim geldi. Bir iki genel muhabbetten sonra aptalca kanalları zaplarken kapat dedi sana bir şey anlatacağım. Anlat dedim aşüfte, seni dedim yerim anlatan dudaklarını culup culup içerim anlat dedim içimden.
"Ben" dedi "o kaşar olmayan kızın kötünü elleyen çocuğa aşığım" dedi. Anlattı uzun uzun. Gerisini dinlemedim yalan yok. Sonlarda gözleri doldu, elini tuttum dur lan dedim belki zor zamanda yanında olmaktan yürürüm yanaştım dudağa giricem başını gömdü omzuma öylece saçları ağzımda malak gibi kaldım. Bu günden sonra pek konuşmadık. Sonra da bir daha yüzüme bakmadı.


merdoğlan durmaz, alır sazın' eline

Bir haller var bende
Geliyor bazı bazı
Bir barrak var ben de
Kocaman bazı bazı

Merdoğlan dur hele
Ötmez ola kuşun
Barrağını tut hele
Sıcak olur kışın