Published in Turkey - Political debates and analysis - 01 May 2016 02:30 - 4
1960’lı ve 70’li yıllarda, Türkiye’de sanayileşme ve şehirleşme süreçleri ciddi bir ivme kazandı. Bu gelişmelere paralel olarak Türkiye’de işçi sınıfı büyüdü; öğrencileri, aydınları ve işçileri kapsayan kitlesel bir sol hareket ortaya çıktı. Ortaya çıkan ilk eylemsellik dalgası 1960’lı yılların sonunda zirveye ulaştı. 1971 yılında ise ordunun sivil siyasete yeniden şekil vermek adına yaptığı müdahale ile birlikte sıkıyönetim ilan edildi, kişisel özgürlükler kısıtlandı ve binlerce sosyalist tutuklanarak cezaevlerine hapsedildi. Buna rağmen, 1980 yılında gerçekleşen askeri darbeye kadar grevler, gösteriler ve çeşitli eylemler devam etti. 1977 yılında gerçekleşen Kanlı 1 Mayıs, Türkiye’de sol hareket için bir dönüm noktası olarak görülürken diğer yandan da sonun başlangıcı olarak görülebilir. Nitekim 1977 yılı ile 1980 arası dönemde, ya faşist hareketin gerçekleştirdiği saldırılarda ya da devlet öncülüğünde uygulanan şiddet sonucunda binlerce kişi yaşamını yitirdi. Ve 12 Eylül darbesi ile birlikte Türkiye solu için bir dönem kapanmış oldu.
1 Mayıs 1977 tarihinde yüzbinlerce eylemci yürüttükleri mücadeleye olan inançlarını göstermek ve toplumun ezilen kleri olarak dayanışma içinde olduklarını ortaya koymak adına Taksim meydanında bir araya geldi. DİSK Genel Başkanı Kemal Türkler’in yapmakta olduğu konuşmanın sonuna doğru eylem için meydanda bulunan kitlenin üstüne civardaki binalardan ateş edilmeye başlandı. O gün kapatılmış olan Etap Marmara Otel ile Sular İdaresi binasında bulunan maskeli kişiler tarafından kalabalığı kaosa sürüklemek adına ateş açılmaktaydı. Bu sırada, eylemcileri daha da kışkırtmak adına meydana giren polis panzerleri birçok insanı ezerek öldürdü. Birçok insan Kazancı Yokuşu olarak bilinen yolu kullanarak meydandan çıkmaya çalışsa da, tam yokuşun ağzına park edilmiş olan bir araç izdiham yaşanmasına sebep oldu ve birçok kişi ezilerek yaşamını yitirdi. Kaos sona erdiğinde 34 eylemci yaşamını yitirmiş, 136 eylemci de ciddi şekilde yaralanmıştı.
Olaylardan hemen sonra 500 kişi gözaltına alındı. Soruşturma ve yargılama süreci yaşanan olaya ilişkin hakikatleri ortaya çıkarmadı. 1989 yılına kadar bu yargılamalar devam etmiş olsa da yargılananlara yönelik yapılacak suçlamaları destekleyebilecek herhangi bir kanıt mevcut değildi. Türkiye’deki birçok sosyalist Kanlı 1 Mayıs’ın, ABD’nin kontrgerilla birlikleri ya da Soğuk Savaş döneminde Komünizm karşıtı yapılanma olan Gladyo’nun Türkiye ayağı ile işbirliği yapan “derin devlet” tarafından gerçekleştirildiğine inanmaktadır. İlerleyen süreçte Başbakanlık yapacak olan Bülent Ecevit, Kanlı 1 Mayıs’ın ardından şu sözleri sarf etti: ““Devlet içinde fakat demokratik hukuk devletinin denetimi dışındaki bazı örgütler gün yitirilmeksizin kontrol altına alınmalıdır. Kontrgerilla hareket halindedir, 1 Mayıs’ta parmağı vardır”. Dönemdeki hükümet yetkililerine göre, sol gruplar arasındaki kavgalar nedeniyle ölümlere sebebiyet veren bir panik yaşanmıştır. Bu katliamın sorumluları halen bilinmemekte ve Türk devleti bu katliamı gerçekleştirenlerin cezasız kalmalarına imkân tanımaktadır.
Support
Sultan Haydar BasHadrielComments (4)
Harika.
Acı zamanlar, 1 Mayıs İşçi Bayramı hepimizin kutlu olsun. Oylandı.
Çok güzel olmuş voted