Pubblicato in Turkey - Intrattenimento - 05 Jul 2016 01:16 - 1
1 - Şeker Koması : Bayramı bayram gibi yaşayanların önündeki en net tehlike, her gittikleri yerde önlerine dayanan tatlısıydı, şekeriydi, çayı-kahvesiydi derken girecekleri muhtemel şeker komasıdır. İlacı ise oldukça net: "Vallahi az önce eniştemlerde aynısından 2 galon yedik , çok sağolun..."
2 - Başa Dökülen Kolonya: Ergenlik çağlarınızı yaşıyorsanız, başınızdan aşağı boca edilen her kolonyada ailenizin gözünde hala çocuk olduğunuz gerçeğiyle yüzleşir, zaten sinirli olan bünyenize daha da sinir eklersiniz. Sakin olun ve “ulan hazır her yerim kolonya ile yıkanmışken bi çakmak çakayım kendime de bu eziyete son vereyim” düşüncesini zihninizden uzaklaştırın. Sabır, bugünler de geçecek...
3 - Davulcular: Arife gününden başlamak suretiyle bayramın her gününde çeşitli defalar kapınızı çalacak olan farklı boy ve görünüşlerdeki davulcuların ortak talebi bahşiş vermeniz olacaktır. İnsana bir süre sonra "Vay canına ya, mahallede baya baya perküsyon grubu kurmuşlar haberimiz yok, gelen 12. davulcu bu" hissi yaşatacak olan bu ekip, ziyadesiyle sert görünen tokmaklarıyla dikkat etmeniz gereken tehlikelerin başında gelmektedir.
4 - Mezarlık Ziyareti: Rahmetli olmuş aile büyüklerinizi ziyaret etmek elbette önemli bir gelenektir. Ancak mezarlık ziyaretleri sırasında siz doğmadan en az 10 sene önce ölmüş olan bir kısım akrabanın, soy ağacınızdaki konumu hakkında annenizin bitmek tükenmek bilmeyen tanıtım konuşmasına hazırlıklı olun. Kim kimin kaynı, hangi husumetten dolayı iki büyük dedenin soyadları farklı, sizin alandaki isimsiz mezarların sırrı nedir, mezar deniz görse ne olur, görmese ne olur? Bu sorular ancak bir bayram sabahı cümbür cemaat yapılan mezarlık ziyaretinde yanıt bulabilir.
5 – “Okulu bitirince ne olacaksın”cılar: Ekseriyetle belli bir yaşın üstündeki hısım ve akrabadan oluşan bu çete, bayramdan bayrama ortaya çıkıp her defasında aynı merak ve heyecanla bu soruyu sorarak üniversite öğrencilerinin kabusu olurlar. Üniversite öğrencileri dediysek hepsinin değil elbet. Tıp, hukuk, mimarlık ve at yetiştiriciliği gibi akıbeti az çok belli bölümlerde okuyanların genelde böyle bir sorunu olmaz (gerçi tıpçıların da bir “ne doktoru olacaksın?” derdi vardır, haklarını yemeyelim onlar da TUS olayını anlatmak için az dil dökmediler). İşletme, iktisat, iletişim, mühendislik, uluslararası ilişkiler gibi mezuniyet sonrası her bir halt olabilmekle hiçbir halt olamamak arasında bir çok olasılığı barındıran bölümlerden birinde okuyanlar içinse bu soru tek başına ülser nedenidir, adamı dert sahibi yapar. Bu soruyla karşılaştığınızda, “Akil adam olarak atanacağım”, “Bizde mezuniyet olmuyor, ölene kadar okuycaz artık”, “Valla ben de henüz bilmiyorum. Sürpriz olsun diye diplomayı verirken söyleyeceklermiş ne olacağımızı” gibi cevaplarla kafalarını karıştırmayı deneyebilirsiniz...
6 - Dünürler/Dünürcülük/Dünürizm: Yeni evli çiftlerin iki aile arasında kalmak suretiyle hayatlarını kabusa çeviren dünürcülük kavramı, kız ve erkek tarafının anne babaları arasındaki soğuk savaştan ileri gelir. Özellikle, dünür olan aileler farklı şehirlerde yaşıyorlarsa savaşın boyutu daha da büyür. Çoğu yeni evli çift "Bayramın ilk iki gününü Mersin'de senin annenlerde, son gününü Adana'da benim annemlerde mi geçirsek, yok yok en iyisi ramazanı full Mersin yapalım, Adana'ya kurban'da gideriz, önce senin annene gitsek, benimki bozuluyor." şeklindeki tartışmalar yüzünden evlilikten soğumuştur.
7 - Trafik: Bilmem kaç milyonluk şehirde "Bayramda güneye bi inelim ya!" diyen tek kişi olmanız ancak Güney Kutbu'na inmeyi kastediyorsanız mümkün olacağından, çıkacağınız yolda ciddi bir trafikle karşılaşmanız kuvvetle muhtemeldir. Arife günü öğleden sonra başlayacak seyahatte, bayramın 3. günü sabahı Topçular-Eskihisar arabalı vapur kuyruğunda kaşarlı tost yiyip çay içebilmek de bir başarı, hiç hafife almayın. Enfes tost yapıyor adamlar.
8 - Sokaklarda Koşturan Dana: Birilerinin çok yanlış bir bayram yaşıyor olabileceğine delalettir. Kendinizi korumaya aldıktan sonra dana sahibine de kibarca bu durumu izah edin.
9 - Tek Yumurta İkizleri Ece ve Ege: Normal günlerde "evde yokuz" deme şansızınızı kullanırken, bayramlarda el mahkum, güler yüzle kapıda karşıladığınız en küçük akrabalarınız. Halanız, kızı, damadı ve asla laf ettirmediği iki küçük torunu ile bu bayramda da tehlike arzediyor. 4 yaşındaki Ece ve Ege tırtıl gibi bütün evin içinde dolaşıp, gönül rahatlığıyla kırıp dökecek, evin altını üstüne getirecekken, asla yerinden kalkmayarak bir "uslu durun" tepkisi dahi vermeyen annelerine iyice gıcık olacaksınız. Bu kafile gittiğinde, yere yatırılmış sehpalar, balkona çıkartılmış koltuk minderleri, halıya bulaşmış baklava, çikolata kırıkları ve camlardaki küçük parmak izleriyle, evin evlikten çıkıp bir saat içinde Tahrir Meydanı'na nasıl dönebildiğine hayret edeceksiniz.
10 - Toplu Bayramlaşmada Israrcı Apartman Yönetimleri: "Havacılar sitesi a blok'un tamamını 27 dakikada öpebiliyorum!" tipi rekorlar geliştirmenize vesile olabilecek bu yönetimler, kendilerini bayramdan önce apartman panosuna astıkları "toplu bayramlaşmamız, bayramın ilk günü 10.00'da kamelyamızda gerçekleşecektir" ilanıyla belli ederler. Bir kamelyanın halihazırda var olmasının verdiği rahatsızlığa mı yanarsınız , bayramlaşmanın 3. dakikasında aidatlarla ilgili çıkan tartışmaya mı kararı siz verin.
2 - Başa Dökülen Kolonya: Ergenlik çağlarınızı yaşıyorsanız, başınızdan aşağı boca edilen her kolonyada ailenizin gözünde hala çocuk olduğunuz gerçeğiyle yüzleşir, zaten sinirli olan bünyenize daha da sinir eklersiniz. Sakin olun ve “ulan hazır her yerim kolonya ile yıkanmışken bi çakmak çakayım kendime de bu eziyete son vereyim” düşüncesini zihninizden uzaklaştırın. Sabır, bugünler de geçecek...
3 - Davulcular: Arife gününden başlamak suretiyle bayramın her gününde çeşitli defalar kapınızı çalacak olan farklı boy ve görünüşlerdeki davulcuların ortak talebi bahşiş vermeniz olacaktır. İnsana bir süre sonra "Vay canına ya, mahallede baya baya perküsyon grubu kurmuşlar haberimiz yok, gelen 12. davulcu bu" hissi yaşatacak olan bu ekip, ziyadesiyle sert görünen tokmaklarıyla dikkat etmeniz gereken tehlikelerin başında gelmektedir.
4 - Mezarlık Ziyareti: Rahmetli olmuş aile büyüklerinizi ziyaret etmek elbette önemli bir gelenektir. Ancak mezarlık ziyaretleri sırasında siz doğmadan en az 10 sene önce ölmüş olan bir kısım akrabanın, soy ağacınızdaki konumu hakkında annenizin bitmek tükenmek bilmeyen tanıtım konuşmasına hazırlıklı olun. Kim kimin kaynı, hangi husumetten dolayı iki büyük dedenin soyadları farklı, sizin alandaki isimsiz mezarların sırrı nedir, mezar deniz görse ne olur, görmese ne olur? Bu sorular ancak bir bayram sabahı cümbür cemaat yapılan mezarlık ziyaretinde yanıt bulabilir.
5 – “Okulu bitirince ne olacaksın”cılar: Ekseriyetle belli bir yaşın üstündeki hısım ve akrabadan oluşan bu çete, bayramdan bayrama ortaya çıkıp her defasında aynı merak ve heyecanla bu soruyu sorarak üniversite öğrencilerinin kabusu olurlar. Üniversite öğrencileri dediysek hepsinin değil elbet. Tıp, hukuk, mimarlık ve at yetiştiriciliği gibi akıbeti az çok belli bölümlerde okuyanların genelde böyle bir sorunu olmaz (gerçi tıpçıların da bir “ne doktoru olacaksın?” derdi vardır, haklarını yemeyelim onlar da TUS olayını anlatmak için az dil dökmediler). İşletme, iktisat, iletişim, mühendislik, uluslararası ilişkiler gibi mezuniyet sonrası her bir halt olabilmekle hiçbir halt olamamak arasında bir çok olasılığı barındıran bölümlerden birinde okuyanlar içinse bu soru tek başına ülser nedenidir, adamı dert sahibi yapar. Bu soruyla karşılaştığınızda, “Akil adam olarak atanacağım”, “Bizde mezuniyet olmuyor, ölene kadar okuycaz artık”, “Valla ben de henüz bilmiyorum. Sürpriz olsun diye diplomayı verirken söyleyeceklermiş ne olacağımızı” gibi cevaplarla kafalarını karıştırmayı deneyebilirsiniz...
6 - Dünürler/Dünürcülük/Dünürizm: Yeni evli çiftlerin iki aile arasında kalmak suretiyle hayatlarını kabusa çeviren dünürcülük kavramı, kız ve erkek tarafının anne babaları arasındaki soğuk savaştan ileri gelir. Özellikle, dünür olan aileler farklı şehirlerde yaşıyorlarsa savaşın boyutu daha da büyür. Çoğu yeni evli çift "Bayramın ilk iki gününü Mersin'de senin annenlerde, son gününü Adana'da benim annemlerde mi geçirsek, yok yok en iyisi ramazanı full Mersin yapalım, Adana'ya kurban'da gideriz, önce senin annene gitsek, benimki bozuluyor." şeklindeki tartışmalar yüzünden evlilikten soğumuştur.
7 - Trafik: Bilmem kaç milyonluk şehirde "Bayramda güneye bi inelim ya!" diyen tek kişi olmanız ancak Güney Kutbu'na inmeyi kastediyorsanız mümkün olacağından, çıkacağınız yolda ciddi bir trafikle karşılaşmanız kuvvetle muhtemeldir. Arife günü öğleden sonra başlayacak seyahatte, bayramın 3. günü sabahı Topçular-Eskihisar arabalı vapur kuyruğunda kaşarlı tost yiyip çay içebilmek de bir başarı, hiç hafife almayın. Enfes tost yapıyor adamlar.
8 - Sokaklarda Koşturan Dana: Birilerinin çok yanlış bir bayram yaşıyor olabileceğine delalettir. Kendinizi korumaya aldıktan sonra dana sahibine de kibarca bu durumu izah edin.
9 - Tek Yumurta İkizleri Ece ve Ege: Normal günlerde "evde yokuz" deme şansızınızı kullanırken, bayramlarda el mahkum, güler yüzle kapıda karşıladığınız en küçük akrabalarınız. Halanız, kızı, damadı ve asla laf ettirmediği iki küçük torunu ile bu bayramda da tehlike arzediyor. 4 yaşındaki Ece ve Ege tırtıl gibi bütün evin içinde dolaşıp, gönül rahatlığıyla kırıp dökecek, evin altını üstüne getirecekken, asla yerinden kalkmayarak bir "uslu durun" tepkisi dahi vermeyen annelerine iyice gıcık olacaksınız. Bu kafile gittiğinde, yere yatırılmış sehpalar, balkona çıkartılmış koltuk minderleri, halıya bulaşmış baklava, çikolata kırıkları ve camlardaki küçük parmak izleriyle, evin evlikten çıkıp bir saat içinde Tahrir Meydanı'na nasıl dönebildiğine hayret edeceksiniz.
10 - Toplu Bayramlaşmada Israrcı Apartman Yönetimleri: "Havacılar sitesi a blok'un tamamını 27 dakikada öpebiliyorum!" tipi rekorlar geliştirmenize vesile olabilecek bu yönetimler, kendilerini bayramdan önce apartman panosuna astıkları "toplu bayramlaşmamız, bayramın ilk günü 10.00'da kamelyamızda gerçekleşecektir" ilanıyla belli ederler. Bir kamelyanın halihazırda var olmasının verdiği rahatsızlığa mı yanarsınız , bayramlaşmanın 3. dakikasında aidatlarla ilgili çıkan tartışmaya mı kararı siz verin.
Supporta
Commenti (1)
Pirinc :-)