Publicēts Denmark - Vispārīgi un izklaide - 26 Sep 2016 15:38 - 10
Şimdiye kadar anlatılan tüm hikayeleri unutun.
"Neşet Baba neden Baba düşündün mü? Sesindeki derdin yanında, ben burdayım yine de be, der gibi hali kazandırır o sıfatı ona. Hiç kimsesiz kaldınız mı?
Tüm dünya bana mı uzak yoksa ben mi yabancıydım bilmiyorum, gidip yalnız başıma şarap içer müzik dinlerdim sahilde, sonra uyurdum sabaha karşı. Aslında kendini farklılaştıranın sadece kendi dünyanda sıkışmış benliğinin ta kendisi olduğunu öğrendiğinde acizler ordusuna katılıyorsun hepsi bu.
Travmalar yaşadım, onlarca hata yaptım, binlerce kız tanıdım, yüzlerce kez dert anlattım ve bunların hepsi artık sadece yuvarlak hesaplardan ibaret. Yuvarlak laflarla uğurlanacağımız dünyadan burada bir şey bırakıp gitme arzusu olmasa hemen çekip giderdik sanırım bir de korkular olmasa. "
Diye anlatmaya başladım, suratıma boş boş baktığını belli etmemek için çenesini falan ovuyor farkındayım. O kadar dağınık ki dikkati ya öpmemi bekliyor ya da hayatıma girebilme yollarını kolluyor veya kendini kolluyor benden.
"İkna etmek zordur bir insanı, ikna olduğunu sanır yine de olmamıştır. Öylesine maddesel yaşamaktayız ki gözümüzün şahitliği dışında şahit tanımıyoruz. Göz yaşlarına engel olamadığın biri varsa ondan ayrılırken, seviyorsundur. Ve sevgi öyle azalıp bitmez. Benim sevgim bitti, artık sevmiyorum diye bir şey yok. Klişe ahkam kesiyor gibi oldum ancak bu böyle. İnsan hata yaparken de sever, başkasıyla sevişirken de sever. İrade ile sevgi çok da alakalı şeyler değil. Bunu benim söylüyor olmam tabii ikna etmeyecektir seni. "
Demek isterdim, yalnızca ağladım. Çay bardağının kıçına çay tabağı yapışır ya, öyle samimiydim. İnsan 5 yıl da aşık kalabilir, aşk biter yalanlarına inanmayınız, bitebilir ancak bitmemesi muhtemel, eşek değilse iki taraftan biri. Ya da biri fazla eşekse.
"Dünyanın en umursamaz ve gamsız insanı bile namus belasıyla döktüğü kanı sahiplenebilir. Namus kavramına bakış açımsa, kim ki hayallerimi benim yerime, beni yoksun bırakarak yaşıyorsa, bir şeyler kirleniyor işte anla."
Derken ben, hayallerimin tümünde var olduğunu elbette anlamış olacak ki gözleri parıldadı, ya da bir yıldız kaydı. Dedim, bu konuştuklarımız var ya, söylediğim her söz asılı kalıyormuş havada, aptala ama öyle olmasını umuyorum. Burada bir şey bırakma isteği işte. Belki kendimizi kandırıyoruz, belki bir gün sonra bir şerefsiz çıkıp söylenmiş tüm sözleri yakacak. Sözlerini bilmem ama öptüğün her yerde dudakların kalır eminim. Beni hiç öpmedin, bana hiç dokunmadın, bana biraz baktın, benden çokça çektin, bence çokça mutlu da olduk, bildiğin şeyleri dinlemenin verdiği sabırsızlıkla karşıt görüşün hazzını yaşıyorsun biliyorum, az mutlu olduk çok baktım vesaire demek istiyorsun. Hipnotize durumuna ilgim var, bilinçaltısal bir mesele yani tehlikeli işte lan bilinçaltı bu ancak bir tek senin yapmanı istedim bana bunu. Doğayı senin doğmamış çocukların için koruyacağım. (Bunları havada asılı kalan kelimelerden topladım, lanı bulmak kolay oldu, vesaire hep yanlış söylenmişti, bilinçaltısalı bulmak için beşiktaşa kadar koştum.)
Kadınlar giderken daha da güzelleşir. Sigaraya zam yapılır senin kalbin sıkışmaya devam eder.
Zamanda, dedim, yolculuk yapalım bir gün yaşayalım ikibinbilmemkaçta evli olarak, dünyanın en iyi babası değilsem geri döndüğüm an çıkarım hayatından. En iyi babalar en iyi eşlerdir aynı zamanda. İzleyemediğim filmler var sebebini biliyorsun, beni onlarla bir tutma hiçbir zaman beni terk ederek.
-Mert... Mert!
-Ha? Ne? Dalmışım.
-Ne oldu neyin var?
-Seviyorum seni, ver avuç içini öpeyim canım.
Biz duygusuz varlıklar değiliz. Cinselliği sapkınlığa, sevgiyi öfkeye dönüştürmeyiniz. Sevdiğinizi söyleyiniz. Bu dünyayı sevgi kurtaracak. Bazı anlar var, keşke biraz da olsa kadın olduğunu, çocuk olduğunu düşünseler. Bu sapıklarla malesef birebir muhatap olmuş, bazı kötü şeyler yaşamış birisiyim. Cinsi konuları daha önceki yazılarımla dışavuruşumu hoş görünüz, intikam duygusuyla bilenen biri de olabilirdim. Adam olmadan önce insan olalım, hepinizi seviyorum.
"Neşet Baba neden Baba düşündün mü? Sesindeki derdin yanında, ben burdayım yine de be, der gibi hali kazandırır o sıfatı ona. Hiç kimsesiz kaldınız mı?
Tüm dünya bana mı uzak yoksa ben mi yabancıydım bilmiyorum, gidip yalnız başıma şarap içer müzik dinlerdim sahilde, sonra uyurdum sabaha karşı. Aslında kendini farklılaştıranın sadece kendi dünyanda sıkışmış benliğinin ta kendisi olduğunu öğrendiğinde acizler ordusuna katılıyorsun hepsi bu.
Travmalar yaşadım, onlarca hata yaptım, binlerce kız tanıdım, yüzlerce kez dert anlattım ve bunların hepsi artık sadece yuvarlak hesaplardan ibaret. Yuvarlak laflarla uğurlanacağımız dünyadan burada bir şey bırakıp gitme arzusu olmasa hemen çekip giderdik sanırım bir de korkular olmasa. "
Diye anlatmaya başladım, suratıma boş boş baktığını belli etmemek için çenesini falan ovuyor farkındayım. O kadar dağınık ki dikkati ya öpmemi bekliyor ya da hayatıma girebilme yollarını kolluyor veya kendini kolluyor benden.
"İkna etmek zordur bir insanı, ikna olduğunu sanır yine de olmamıştır. Öylesine maddesel yaşamaktayız ki gözümüzün şahitliği dışında şahit tanımıyoruz. Göz yaşlarına engel olamadığın biri varsa ondan ayrılırken, seviyorsundur. Ve sevgi öyle azalıp bitmez. Benim sevgim bitti, artık sevmiyorum diye bir şey yok. Klişe ahkam kesiyor gibi oldum ancak bu böyle. İnsan hata yaparken de sever, başkasıyla sevişirken de sever. İrade ile sevgi çok da alakalı şeyler değil. Bunu benim söylüyor olmam tabii ikna etmeyecektir seni. "
Demek isterdim, yalnızca ağladım. Çay bardağının kıçına çay tabağı yapışır ya, öyle samimiydim. İnsan 5 yıl da aşık kalabilir, aşk biter yalanlarına inanmayınız, bitebilir ancak bitmemesi muhtemel, eşek değilse iki taraftan biri. Ya da biri fazla eşekse.
"Dünyanın en umursamaz ve gamsız insanı bile namus belasıyla döktüğü kanı sahiplenebilir. Namus kavramına bakış açımsa, kim ki hayallerimi benim yerime, beni yoksun bırakarak yaşıyorsa, bir şeyler kirleniyor işte anla."
Derken ben, hayallerimin tümünde var olduğunu elbette anlamış olacak ki gözleri parıldadı, ya da bir yıldız kaydı. Dedim, bu konuştuklarımız var ya, söylediğim her söz asılı kalıyormuş havada, aptala ama öyle olmasını umuyorum. Burada bir şey bırakma isteği işte. Belki kendimizi kandırıyoruz, belki bir gün sonra bir şerefsiz çıkıp söylenmiş tüm sözleri yakacak. Sözlerini bilmem ama öptüğün her yerde dudakların kalır eminim. Beni hiç öpmedin, bana hiç dokunmadın, bana biraz baktın, benden çokça çektin, bence çokça mutlu da olduk, bildiğin şeyleri dinlemenin verdiği sabırsızlıkla karşıt görüşün hazzını yaşıyorsun biliyorum, az mutlu olduk çok baktım vesaire demek istiyorsun. Hipnotize durumuna ilgim var, bilinçaltısal bir mesele yani tehlikeli işte lan bilinçaltı bu ancak bir tek senin yapmanı istedim bana bunu. Doğayı senin doğmamış çocukların için koruyacağım. (Bunları havada asılı kalan kelimelerden topladım, lanı bulmak kolay oldu, vesaire hep yanlış söylenmişti, bilinçaltısalı bulmak için beşiktaşa kadar koştum.)
Kadınlar giderken daha da güzelleşir. Sigaraya zam yapılır senin kalbin sıkışmaya devam eder.
Zamanda, dedim, yolculuk yapalım bir gün yaşayalım ikibinbilmemkaçta evli olarak, dünyanın en iyi babası değilsem geri döndüğüm an çıkarım hayatından. En iyi babalar en iyi eşlerdir aynı zamanda. İzleyemediğim filmler var sebebini biliyorsun, beni onlarla bir tutma hiçbir zaman beni terk ederek.
-Mert... Mert!
-Ha? Ne? Dalmışım.
-Ne oldu neyin var?
-Seviyorum seni, ver avuç içini öpeyim canım.
Biz duygusuz varlıklar değiliz. Cinselliği sapkınlığa, sevgiyi öfkeye dönüştürmeyiniz. Sevdiğinizi söyleyiniz. Bu dünyayı sevgi kurtaracak. Bazı anlar var, keşke biraz da olsa kadın olduğunu, çocuk olduğunu düşünseler. Bu sapıklarla malesef birebir muhatap olmuş, bazı kötü şeyler yaşamış birisiyim. Cinsi konuları daha önceki yazılarımla dışavuruşumu hoş görünüz, intikam duygusuyla bilenen biri de olabilirdim. Adam olmadan önce insan olalım, hepinizi seviyorum.
Ziedot
Grey WindYamtar TPatrioticEldarion SionnodelInarius RebornInarius RebornYamtar TYamtar TYamtar TKomentāri (10)
pirinç
o7
v
Umarım gerçekten değeri bilinen bașka mecralarda da yazıyorsundur. Bu oyunun dıșında çok yerde okunmalı yazdıkların.
yak yak yak
Merdo dan nağmeler o7
okurken farkettim ki ben danimarkaca biliyorum biraz kırgın gördüm seni hayata , ama kızgın değil umut dolu... büyükşehirden uzaklaş biraz...
ikna olduğunu sanırdaki sanır sanır diye yazılıyormuş, bana bunu öğrettin, eyvallah o7
pirinç.o7