Publicēts Turkey - Pirmie soļi eRevollution - 29 Mar 2017 11:25 - 8
Herkese Merhaba ;İlk makalem olması sebebiyle kendimin de önem verdiği bir konuhakkında güzel bir hikaye paylaşmak istedim. Çünkü ADALET konusunun öncelikli
olması halinde birçok sorunun da aşılabileceği inancını taşımaktayım.
Prusya Kralı II. Frederick, Potsdam ormanlarındagezinirken güzel ve yüksek bir tepeye rastlar. Bu tepeye görkemli
bir saray yaptırmaya karar verir. Fakat tepede eski bir değirmen de
bulunmaktadır. Kral değirmeni satın alarak saray hayalini gerçekleştirmek
ister. Fakat değirmenin sahibi satışa razı değildir.
Kral Büyük Frederick ihtiyar değirmenciyi satışa ikna etmek için, önce
değirmene değerinin kat kat üstünde, bir bedel ödemeyi teklif eder. Değirmenci Sans-Souci, “Hayır, değirmenim satılık değil,bu benim tek geçim kaynağım. Burası bana büyük babamdan ve babamdan
miras kaldı. Ben de bu değirmeni oğluma, ve torunlarıma bırakacağım
” der.Kral bu cevaba kızar ve “ Sen benim PrusyaKralı olduğumu bilmiyor musun ?” diye sorar.“ Biliyorum, biliyorum” der değirmenci Sans- Souci,“Sen de benim bu değirmenin tapulu sahibi olduğumu biliyormusun ?” diye anlamlı bir cevap verir. Kral çok öfkelenir..”Senin tapulu mülkün de olsa, ben burayı zorlaalacağım. Bakalım o zaman ne yapacaksın?” der. Değirmenci başını kaldırır ve atının üzerinde bütünihtişamı ile duran Kral’a, sükunet içinde “Sen kralsın ama Berlin’de hakimler var” der. Ve kralın teklifini sert sözlerle reddeder.Neticede, ihtiyar değirmenci değirmenini satmaz ve kral dadeğirmeni zorla alamaz. Değirmenin hemen yanına sarayını yaptırmak
zorunda kalır. Günümüzde tepenin bulunduğu yerde büyük bir saray ve değirmen
hala adaletin timsali olarak yan yana durmaktadırlar. Kralın değirmene dokunmayarak hemen yanına sarayı yaptırmasıile kral ve değirmenci dost olmuşlar ve kral her sabah güne sıcak ekmek
kokularıyla uyanmıştır. . Bu eski değirmen ve saray “koruma altında” adalet tarihindeki yerini alır..Bu hikayeden yıllar sonra, bir Osmanlı heyeti diplomatikilişkileri geliştirmek için bu topraklara gelirler. Heyetteki genç bir
subay bildiği bu hikayeyi arkadaşlarına anlatır ve bu adalet
sembolünü görmeyi önerir. Havanın soğuk olmasından yakınan, aslında o
akşamki eğlenceyi düşünen heyetten hiç kimse bu adalet simgesini gidip görmek
zahmetine katlanmaz.Tek kişi hariç !O genç subay.. Bu genç subay tek başına gider ve uzun uzun sarayı vedeğirmeni seyreder..İşte her zaman adaletin gücüne inanmış bu genç subay,Mustafa Kemal ATATÜRK'ün ta kendisidir.
“Kuvvetsiz adalet ve adaletsiz kuvvet iki büyük felakettir.”(Joseph Joubert)
Saygılarımla...
olması halinde birçok sorunun da aşılabileceği inancını taşımaktayım.
Prusya Kralı II. Frederick, Potsdam ormanlarındagezinirken güzel ve yüksek bir tepeye rastlar. Bu tepeye görkemli
bir saray yaptırmaya karar verir. Fakat tepede eski bir değirmen de
bulunmaktadır. Kral değirmeni satın alarak saray hayalini gerçekleştirmek
ister. Fakat değirmenin sahibi satışa razı değildir.
Kral Büyük Frederick ihtiyar değirmenciyi satışa ikna etmek için, önce
değirmene değerinin kat kat üstünde, bir bedel ödemeyi teklif eder. Değirmenci Sans-Souci, “Hayır, değirmenim satılık değil,bu benim tek geçim kaynağım. Burası bana büyük babamdan ve babamdan
miras kaldı. Ben de bu değirmeni oğluma, ve torunlarıma bırakacağım
” der.Kral bu cevaba kızar ve “ Sen benim PrusyaKralı olduğumu bilmiyor musun ?” diye sorar.“ Biliyorum, biliyorum” der değirmenci Sans- Souci,“Sen de benim bu değirmenin tapulu sahibi olduğumu biliyormusun ?” diye anlamlı bir cevap verir. Kral çok öfkelenir..”Senin tapulu mülkün de olsa, ben burayı zorlaalacağım. Bakalım o zaman ne yapacaksın?” der. Değirmenci başını kaldırır ve atının üzerinde bütünihtişamı ile duran Kral’a, sükunet içinde “Sen kralsın ama Berlin’de hakimler var” der. Ve kralın teklifini sert sözlerle reddeder.Neticede, ihtiyar değirmenci değirmenini satmaz ve kral dadeğirmeni zorla alamaz. Değirmenin hemen yanına sarayını yaptırmak
zorunda kalır. Günümüzde tepenin bulunduğu yerde büyük bir saray ve değirmen
hala adaletin timsali olarak yan yana durmaktadırlar. Kralın değirmene dokunmayarak hemen yanına sarayı yaptırmasıile kral ve değirmenci dost olmuşlar ve kral her sabah güne sıcak ekmek
kokularıyla uyanmıştır. . Bu eski değirmen ve saray “koruma altında” adalet tarihindeki yerini alır..Bu hikayeden yıllar sonra, bir Osmanlı heyeti diplomatikilişkileri geliştirmek için bu topraklara gelirler. Heyetteki genç bir
subay bildiği bu hikayeyi arkadaşlarına anlatır ve bu adalet
sembolünü görmeyi önerir. Havanın soğuk olmasından yakınan, aslında o
akşamki eğlenceyi düşünen heyetten hiç kimse bu adalet simgesini gidip görmek
zahmetine katlanmaz.Tek kişi hariç !O genç subay.. Bu genç subay tek başına gider ve uzun uzun sarayı vedeğirmeni seyreder..İşte her zaman adaletin gücüne inanmış bu genç subay,Mustafa Kemal ATATÜRK'ün ta kendisidir.
“Kuvvetsiz adalet ve adaletsiz kuvvet iki büyük felakettir.”(Joseph Joubert)
Saygılarımla...
Ziedot
PenelopeePenelopeePenelopeePenelopeePenelopeePenelopeePenelopeePenelopee1071ertiKomentāri (8)
v1s1
adettendir ilk pirinci sana saldım @snnkesal
Pirinç
3-3
görsel http://prnt.sc/eq0mpw
Güzel bir alıntı tebrikler o7
Teşekkürler başkanım
V8 s5