Buralarda yaklaşık 3 hafta gibi bir zaman geçirince artık gireyim dedim gazete işlerine. Teknik olarak kendi çapımda oyuna dair çözdüğüm şeyler olsa da ülkeler arası ilişkilere, siyasete, ülkenin geçmişine dair henüz makale yazabilecek duruma gelemedim tabi bu 3 haftalık sürede.

Bunları düşününce dedim ki "ulan madem adamın adını soy adını aldık kendimize mahlas edindik, tuttuk bir de fotoğrafını kullandık; o zaman bu adamdan biraz bahsetmek ve ilk makaleyi bu adama ithaf etmek boynumuzun borcu."

Futbolla ilgili olanlar dışında çok fazla bileni yoktur muhtemelen George Abimizin. Futbolla ilgilenen arkadaşlar arasından da hiç duymamış olanlar çıkabilir kendisini, zira abimiz son maçına 1983 yılında 37 yaşındayken çıkmış. 2005 yılında, 59 yaşındayken de futbol hayatına cennetin yeşil sahalarında devam etmek üzere bu dünyadan ayrıldı.

Ölümündeki en büyük sebep alkolle olan ilişkisi. Hastalığı karaciğer nakliyle sonuçlanan abimiz "Karaciğerim yenilendi, tekrar içmeye başlayabilirim." demiştir. Durumu siz düşünün. Alkolle olan ilişkisi devam ettiği için tekrar hastalanır ve bu sefer şunu söyler son zamanlarında: "Hayatımda her şeyi çalımladım, alkol hariç."

George Best'in efsaneleşmiş futbolculardan olmasının sebepleri asıl dikkat çekici tarafları aslında.

İlk olarak yine futbolla ilgilenen arkadaşlar bilirler ama bilmeyenler için Manchester United takımının 7 numaralı forması efsanedir, her topçuya kolay kolay verilmez(di). İşte bu efsanenin başlangıcı George Best. Sonrasında formayı giyenler sırasıyla Bryan Robson, Eric Cantona, David Beckham, Cristiano Ronaldo. Ronaldo'dan sonra da giyenler oldu fakat o çapsızları formaya layık göremediğim için isimlerini yazmayacağım ki zaten bence o forma Ronaldo'dan sonra kaybetti efsaneliğini.

Efsane olmasının diğer sebeplerinden birisi de döneminin yakışıklı adamlarından biri olması. Şan, şöhret, para kısmı da zaten futbol sayesinde geliyor.

Benim gözümde efsane olmasının en önemli sebebi ise ettiği güzel laflar, aforizmaları. Aklıma gelenlerin bazılarını örnek olarak yazıp makaleyi bitiriyorum ki zaten uzun oldu umarım okuyanlar çıkar. :)

Yukarıda yakışıklılığı, zenginliği, şöhretli olmasından ve bahsetmiştim. Haliyle etrafında güzel kadınlar olması normal ama bu kadarı fazla dedirten bir açıklaması var: "Yedi tane Miss World güzeli ile yattığım söyleniyor ama rakam yanlıştır. Doğru rakam dörttür. Üçünü reddettim ".

Bir gün antrenörüyle yine alkol yüzünden tartışır. Antrenörü: "Ya alkol ya da Machester" diyerek resti çeker. Aldığı cevap tam abimize yakışır cinsten: "Manchester demeyi çok isterdim."

Kendisinin diğer aforizmaları:

"Eğer biraz daha çirkin olsaydım Pele'nin adı bile anılmazdı."

"1969 yılında içkiyi ve kadınları bıraktım, hayatımın en kötü 20 dakikasıydı."

"Eğer bana üç kişiyi çalımlayıp 30 metreden Liverpool'a nefis bir gol atıp tribünleri ayağa kaldırmak mı? dünya güzelini yatağa atmak mı? diye sorsanız karar vermesi çok zor olurdu. Şanslı biri olarak her ikisini de yaptım. Ama birini 50 bin kişinin gözleri önünde."

"Paramın yarısını kadınlara, alkole ve arabalara harcadım kalan kısmı ise boşa harcandı."

Muhabir: "Bir maçtan önce en erken ne zaman seks yaptın?" George Best: "Galiba devre arasında yaptığım maça daha yakın bir zamandaydı."

Son olarak kendisinin değil diğer insanların onun için söylediği şeyle bitirelim:

"Maradona good, Pele better, George Best!"