Опубліковано в державі Turkey - Політичні дебати та аналіз - 07 Nov 2016 09:39 - 52
Merhaba,
Biliyorsunuz dünyada birçok olay yaşanıyor ve çoğunlulukla gizlilik dolayısıyla, bunların çok azını anlatabiliyoruz. MDP ittifakı artık dağıldı ve yeni bir sayfa açılmak üzere. Geçtiğimiz aylarda neler oldu bitti elimden geldiğince anlatmaya çalışacağım.
Öncelikle kişisel olarak MDP ile haşır neşir olmam nasıl başladı. Temmuz ayında ülke başkanlığı seçiminden sonra, ittifakta da roller için seçim yapıldı ve o dönem sanıyorum Meksikanın aday göstermesiyle ittifakın halkla ilişkiler sorumlusu olarak karargaha girdim. Japonyadan Shiro ittifak komutanı, Amerikadan Abraham Lincoln de ittifakın diplomasi sorumlusu oldu.
O dönem ittifakın Ukrayna ile savaşı devam ediyordu ve son bölge savaşları geldi yani o savaşı aldığımızda Ukraynayı silebiliyorduk. İttifak oraya emir koydu fakat Fransa prensip gereği, bir ülkenin silinmesine yardım etmek istemedi. Bunun üzerine Shiro Fransaya uyarı verdi ve Fransızlar baya tepki gösterdi. Bu olay üzerine, ülkeler komutanın emirlerine hangi durumlarda uymak zorunda, komutan hangi durumlarda uyarı verebilir onun muhabbeti başladı ve charter yani kurallar kılavuzu hazırlanma tartışması dönmeye başladı. Bir taraftan da Almanya, ne ittifakla ne Türkiye ile iletişime geçmeden Japonyayı doğal düşman ilan etti ve Kanadaya doğru harekete geçti (o zaman Japonyanın oralarda toprakları vardı). Almanya ile diplomatik görüşme çabaları sonuçsuz kalınca ittifakta nasıl bir yaptırım uygulasak diye toplantı düzenlendi ve Almanya ile MPP yenilememe konusunda tavsiye kararı çıktı. Bunlar sürerken Shiro bir kaza geçirdi ve oyunla bağlantısı kopmak zorunda kaldı. Onu idare etmek için ben ve Abraham Lincoln ittifakta yönetimi devam ettirmeye çalıştık fakat bir hafta geçtikten sonra Shironun yakın zamanda dönemeyeceği anlaşılınca yeniden komutanlık seçimi yapılmasına karar verildi. O zaman komutanlığa seçildim ve Abraham da charter oluşturmaya başladı. Tüm ülkelerin, özellikle de Fransanın endişelerini giderecek bir charter oluşturmaya çalıştık ve bu süreçte de günde 5er saatlik ittifak toplantıları bir hafta boyunca devam etti. Fakat, şimdi Rusyada olan, o dönem Fransa hükümetinde etkili bazı kişilerin yoğun çabalarıyla Fransa ittifakımızdan ayrıldı ve Sırbistanla saldırmazlık anlaşması imzaladı. Sırbistan İtalyadaki bonuslarını korudu ve gözünü bizim Avrupadaki varlığımıza dikmeye başladı.
Hem Fransa hem İtalya ile sınırını güvene alan Sırbistan, rahatça at koşturabileceğini zannederek bizimle bir görüşme yaptı ve Avrupadan çıkmamızı - işgal altında tuttuğumuz Macar topraklarını bırakmamızı istedi. Üstüne de Bulgaristanı tehdit etti. Bizim tabi cevabımız atabiliyorsanız atın oldu ve onlar da Romanyaya savaş ilan etti. Romanyaya DW vermelerinin ardından çevrelerindeki bütün ülkeler anında Sırbistana savaş ilan etti. O dönem Sırbistanın yakın müttefiki Makedonyayı da meşgul tutmak adına Arnavutluk Makedonyaya saldırdı ve Sırp seferi başlamış oldu. Sırplara müttefiklerimizden tek bir core bölge kaptırmadan savaşı sürdürdük ve Sırbistanı büyük ölçüde işgal ettik. Başkanlık seçimleri gelince Fransada Agamemnon başkan oldu ve MDP ile yeniden güzel ilişkiler kuruldu. Onlar da Sırbistana doğru harekete geçtiler ve Sırpların artık mağlubiyeti kesinleşmiş oldu.
Sırp savaşları devam ederken, henüz ECLIPSE üyesi olan Almanya Japonyaya DW verdi ve Alaskaya saldırdı. Nispeten bizim yanımızda olan ECLIPSE ittifakının MDP üyesi olan Japonyaya savaş açmasıyla karşı blok güçlü hale geldi ve Balkanlarda Hırvat, Macar ve Sırp cepheleri varken Japonyayı korumak imkansızdı ve bunu da Japonya hükümetine ileterek Almanya core bölgelerine ulaşana kadar çok stok yakmadan oyalamalarını tembih ettik. Biz de bu sırada Sırplarla barış yaparak o cepheyi kapatıp Japonyaya yönelmeye çalıştık. Sırp savaşı artık bitmeye yaklaşmışken, Almanya Japonyayı Amerika kıtasından attı. Bizimle MPPlerinin bitmesine iki gün kala Japonyaya barış teklif ettiler. Almanyanın, daha önce ezeli düşman olarak duyurduğu Japonyayı silme imkanı varken bir anda barışa dönmesiyle olayın nefretle falan alakası olmadığını, Amerikadaki granitin peşinde olduklarını anlamış olduk. Japonya tabi destek veremememiz konusunda yakındı ve barış teklifi alınca da Amerikadan uzak durmayı kabul ederek barış yaptı. Böylece Almanya üç sektörde 100% bonusa kavuşmuş oldu. Brezilyadaki ülke başkanlığı seçiminde, Pattonun ordusu ve TROLL ordusu arasında yaşanan kavgadan sonra TROLL ülkeyi terketmeye karar verdi ve onlar da Almanyaya göç etti. Bunun ardından Almanya askeri anlamda gücünü ikiye katladı ve full bonusun da verdiği ekonomik rahatlıkla daha çok söz sahibi olmaya başladı.
Temmuz ayının sonunda Türkiye olarak Macarları silmiştik ve Ağustos ayında da birkaç defa daha sildik. Ondan sonra Macaristan zaten savaşmaktan vazgeçti ve mağlubiyeti kabul etti. Yukarıdan İranın, batıdan Polonyanın gelmesiyle Hırvatistana karşı üç cephede savaşır pozisyona geldik ve Ağustos ayında Hırvatları da sildik. Silmeden önce barışa niyetli görünen Hırvatlar, silindikten sonra farklı konuşmaya başladılar zira Almanyadan söz almışlardı. Hırvatlar silinip özgürleştikten sonra Almanya artık ciddi anlamda cephelerde karşımızda vurmaya başlamıştı Hırvatların özgürleşmesine de büyük katkıları oldu. İran Hırvatistan bağlantısını kaybettikten sonra Türkiye ve Polonya olarak Hırvatlarla başbaşa kaldık ve ikimiz de DS5e karşı savaşıyorduk. O dönem için oldukça yüksek hasar bırakarak DS5e karşı 3.5 milyar civarı vurduk fakat Hırvat savaşını kaybettik. Bunun üzerine MGKyı toplayarak bu savaşın gereksiz olduğuna kanaat getirerek Slovakyadaki üssümüze çekilip Polakları Hırvatlara karşı savunmaya karar verdik. O ay Polonya için 7 milyar, İtalya için 1 milyardan fazla vurarak iki müttefikimizi de Hırvatlara karşı koruduk ve Hırvatların bu iki ülkeyle de bağlantısını kopararak savaşı bitirdik.
Bir süre dünyada barış dönemi yaşanmasının ardından, Almanya Hırvatistan Sırbistan Macaristan İspanya beşlisi INVICTUS ittifakını kurdu ve karşımızdaki blok resmileşmiş oldu. Fakat kendileri Makedonyaya -sizle MPP yapalım fakat ittifaka üye olmayın- tarzı bir teklif yaptıkları için daha en başta Makedonyayla aralarında soğuk rüzgarlar estirdiler. Kısa süre sonra, Sırbistan Makedonyaya savaş ilan etti ve biz de acil olarak ittifakta bir toplantı yaptık. Bu toplantıda, eğer Sırplar Makedonyaya saldırırsa, Makedonyayı koruma kararı aldık ve bunu da kendilerine ilettik. Sırplar savaş ilanı yasasını mecliste düşürdü fakat niyetlerini bir kere belli etmişlerdi. Daha sonra Sırplar her zamanki gibi NAP bozarak yine Romanyaya savaş ilan etti ve hala en efsanevi savaş olan Banat cephesi açıldı. Burada milyarlarca hasar bırakıldı fakat Sırplar kazanamadı. Savaşın son dakikalarinda Romanyaya Makedonlardan 100 milyonluk bir destek geldi ve savaşı da kaybetmenin kızgınlığıyla Sırplar Makedonlara tekrar savaş ilan etti. Bu yasayı görünce hemen Makedonyaya MPP tekliflerini sıraladık ve daha önce verdiğimiz sözü tutmuş olduk. Türkiye olarak barış dönemindeyken müttefikler için vurduğumuz inanılmaz hasarlar dosta güven düşmana korku saldı (bazı arkadaşların TP cephesi TP cephesi diye tutturduğu zamanlar) ve bu dönemde kurduğumuz bağlar da kalıcı dostluklar oluşturmamıza yardımcı oldu.
Bizim de gerek makalelerde gerek cephelerde Almanya ile aramız iyice kızışmıştı ve Almanya da tehlikenin farkında olduğu için Polonyayla yaptıkları anlaşmaya -hiçbir MDP ülkesine geçiş izni vermeme- şartı koydurmaya çalışıp duruyorlardı. En sonunda Polonya bunu reddetti ve Almanlar da tehdit ederek görüşmeyi sonlandırdı. Hatta görüşmedeki son sözleri -Türkiye bonuslarının tadını çıkarırken sizin silinmenizi izleyecek- olmuş kendilerinin :) Bu sırada Fransadan bir grup Rusyayı TOladı ve öncelikle Litvanyanın tuttuğu Rus bölgelerinin peşine düştü. Bu grupla MDP olarak yaptığımız görüşmelerde bölgedeki niyetlerini öğrenmeye ve üyelerimiz için bir tehdit oluşturup oluşturmadıklarını anlamaya çalıştık. Bize net bir yanıt vermekten kaçındıkları gibi, kısa süre içerisinde bize düşman olan bütün ülkelerle MPP yaptılar. Ayrıca, Almanyaya yakın konumda bulunan Kaliningrad bölgelerini ısrarla istediler ve Litvanyaya bu bölge olmadan barış yapmayacaklarını söylediler. Almanya da eski müttefiki ECLIPSE ve yeni TOlanmış ülke Rusya arasında seçip yaparak Rusyayla devam etti ve Litvanyayla MPP imzalamadı. Daha sonra Gürcistanla konu hakkında bir temasımız oldu ve yukarıda anlattığım sebepler nedeniyle Rusyanın bizim için bir tehdit olduğuna karar vererek ECLIPSE ile birlikte Rusyaya karşı organize olduk. Gürcistan, Iran üzerinden geçerek Kaliningrad ve Leningrad bölgelerini alarak Rusyanın Avrupayla bağlantısını kopardı. ECLIPSE ile kurduğumuz bu organizasyon, İranı Almanya sınırına taşımamıza da yardımcı oldu. Rusyada toprağı bulunan İran, önce Letonya sonra Litvanya üzerinden geçerek İsveçe ulaştı ve Almanyaya saldırabildi.
Dünyanın diğer tarafında da, Brezilya henüz yeni katıldığı ittifak INVICTUStan ayrıldı. Önceki kısımlar anlattığım Brezilya-TROLL kavgasına rağmen Brezilyanın o ittifaka alınması TROLL ordusunun tepkisine yol açmıştı ve Almanlar biz istemedik ama bir şey de yapamadık diyerek burada suçu Sırplara attı. İlerleyen zaman içerisinde INVICTUS içerisinde daha derin kavgalara yol açan bu konu yüzünden, ittifakın organizasyon kanallarındaki TROLL üyeleri, bir diğer ittifak üyesi Brezilyaya hakaret ettikleri için banlandı. İttifaka, İspanyaya yardım edilecek sözüyle katılan Brezilya da öyle bir yardımın söz konusu olmayacağını ve ittifakta da istenmediklerini görünce ayrıldılar ve MDP ile barış imzalayarak tarafsız kalmaya karar verdiler. Paraguaya burada istedikleri bonusları kazandırınca, resmi olarak bütün MDP ülkeleri -doğal sınırlarına- ulaşmış oldu.
İspanya cephesinde de Eylülde başlayan savaşı sonuçlandırmak için İtalya da doğrudan cepheye katıldı ve bir süre sonra İspanya barışa razı oldu. Barışın detaylarına göre, Portekiz bonusu İtalyadan, İtalya da Avusturyadan alacaktı. İtalya bu bonus takasını kabul etmedi ve üstüne İspanyanın orjinal bölgelerinden bonus istedi. Görüşmelerden sonra takası kabul ettiler fakat bu sefer de Portekizden -cüzi- (170 gold kadardı sanırım) bir kira bedeli istediler ve Portekiz de müttefik müttefike bunu yapar mı diyerek reddetti tabiki. Savaşa devam edildi İspanya silindi. Tekrar bir barış görüşmesinde, İspanya orjinal bölgelerinden Portekize lazım olan bonusları vermeyi kabul etti fakat İtalya bu sefer İspanyadan 100 gold kadar savaş tazminatı ve yine İspanya bölgelerinden bonus isteyince o barış da uzadı. Bunun üzerine Portekiz yeter diyerek bir takım başka sebeplerin de yüzünden ittifaktan ayrıldı ve İtalyayı dahil etmeden barış imzaladı.
Bu olaylardan bir süre önce, Türkiye olarak Almanyayla savaşın yakın olduğunu ittifaka duyurduğumuzda, Japonyada olan şu an Demiurge nickli arkadaş ittifakı kukla ettiniz evcil hayvan gibi kullanıyorsunuz kabul etmiyorum ben Almanyayla MPP yapacağım deyince kıyamet koptu. Aldığı tepkiler yüzünden geri adım atsa da 2 gün sonra gerçekten MPP imzaladı fakat ben istemedim meclis yapmış diyerek bahanesini de unutmadı. MPP imzaladıktan birkaç gün sonra ktab beni kandırmış diyerekten geri geldi. Yukarıda bahsettiğim Gürcistanın İran üzerinden geçip Rusyaya saldırma planını Almanlar bunlara Gürcüler size geliyor bakın çok gizli bilgi diyerek aktarmışlar. Tabi planın Japonyayla alakası olmadığını görünce bu arkadaş da kandırıldım dedi fakat artık güvenimizi kaybetmişti zaten. Daha sonra Türkiyeden vatandaşlık istedi, biz reddettik. Şimdi kafayı tırtlattı zaten bana hakaret edip duruyor işte. Ayrıca Japonya, normalde ittifak kurallarına göre karargahtan biriyle müzakere yapması gerekirken tek başına gidip Hindistanla anlaşma yapmaya çalıştı ve anlaşamayınca da yine kimseye haber vermeden Hindistana saldırdı. Yunanistan ise Almanyaya karşı NEyi geçiremedi ve sonra da vatandaşları patır patır Almanya için vurmaya başladı. Şimdilerse ise hükümetleri komple Almanya için vuruyor.
Biz de Türkiye olarak bu gibi sebepler ve birkaç ülkenin mantıksız tutumları yüzünden ittifaktaki durumumuzu sorgulamaya başlamıştık. Portekiz ayrıldığında biz de çıkmaya karar verdik. Hiç güçlü ittifak olmadan oyun tabiki devam edemez, o nedenle yeni ittifakların kurulması yakındır. Biz de bu düzende hem kendimizin hem gerçekten dostumuz diyebildiğimiz ülkelerin çıkarlarını göz önünde bulundurarak yeni bir oluşumla devam edeceğiz.
Daha uzun bir makale olacaktı ama yazdıkça şunu söylemeyeyim bunu söylemeyeyim diye diye bu kadar kaldı :) Birkaç ay sonra bu şekilde bi makale daha yazarım inşallah.
Saygılar,
Biliyorsunuz dünyada birçok olay yaşanıyor ve çoğunlulukla gizlilik dolayısıyla, bunların çok azını anlatabiliyoruz. MDP ittifakı artık dağıldı ve yeni bir sayfa açılmak üzere. Geçtiğimiz aylarda neler oldu bitti elimden geldiğince anlatmaya çalışacağım.
Öncelikle kişisel olarak MDP ile haşır neşir olmam nasıl başladı. Temmuz ayında ülke başkanlığı seçiminden sonra, ittifakta da roller için seçim yapıldı ve o dönem sanıyorum Meksikanın aday göstermesiyle ittifakın halkla ilişkiler sorumlusu olarak karargaha girdim. Japonyadan Shiro ittifak komutanı, Amerikadan Abraham Lincoln de ittifakın diplomasi sorumlusu oldu.
O dönem ittifakın Ukrayna ile savaşı devam ediyordu ve son bölge savaşları geldi yani o savaşı aldığımızda Ukraynayı silebiliyorduk. İttifak oraya emir koydu fakat Fransa prensip gereği, bir ülkenin silinmesine yardım etmek istemedi. Bunun üzerine Shiro Fransaya uyarı verdi ve Fransızlar baya tepki gösterdi. Bu olay üzerine, ülkeler komutanın emirlerine hangi durumlarda uymak zorunda, komutan hangi durumlarda uyarı verebilir onun muhabbeti başladı ve charter yani kurallar kılavuzu hazırlanma tartışması dönmeye başladı. Bir taraftan da Almanya, ne ittifakla ne Türkiye ile iletişime geçmeden Japonyayı doğal düşman ilan etti ve Kanadaya doğru harekete geçti (o zaman Japonyanın oralarda toprakları vardı). Almanya ile diplomatik görüşme çabaları sonuçsuz kalınca ittifakta nasıl bir yaptırım uygulasak diye toplantı düzenlendi ve Almanya ile MPP yenilememe konusunda tavsiye kararı çıktı. Bunlar sürerken Shiro bir kaza geçirdi ve oyunla bağlantısı kopmak zorunda kaldı. Onu idare etmek için ben ve Abraham Lincoln ittifakta yönetimi devam ettirmeye çalıştık fakat bir hafta geçtikten sonra Shironun yakın zamanda dönemeyeceği anlaşılınca yeniden komutanlık seçimi yapılmasına karar verildi. O zaman komutanlığa seçildim ve Abraham da charter oluşturmaya başladı. Tüm ülkelerin, özellikle de Fransanın endişelerini giderecek bir charter oluşturmaya çalıştık ve bu süreçte de günde 5er saatlik ittifak toplantıları bir hafta boyunca devam etti. Fakat, şimdi Rusyada olan, o dönem Fransa hükümetinde etkili bazı kişilerin yoğun çabalarıyla Fransa ittifakımızdan ayrıldı ve Sırbistanla saldırmazlık anlaşması imzaladı. Sırbistan İtalyadaki bonuslarını korudu ve gözünü bizim Avrupadaki varlığımıza dikmeye başladı.
Hem Fransa hem İtalya ile sınırını güvene alan Sırbistan, rahatça at koşturabileceğini zannederek bizimle bir görüşme yaptı ve Avrupadan çıkmamızı - işgal altında tuttuğumuz Macar topraklarını bırakmamızı istedi. Üstüne de Bulgaristanı tehdit etti. Bizim tabi cevabımız atabiliyorsanız atın oldu ve onlar da Romanyaya savaş ilan etti. Romanyaya DW vermelerinin ardından çevrelerindeki bütün ülkeler anında Sırbistana savaş ilan etti. O dönem Sırbistanın yakın müttefiki Makedonyayı da meşgul tutmak adına Arnavutluk Makedonyaya saldırdı ve Sırp seferi başlamış oldu. Sırplara müttefiklerimizden tek bir core bölge kaptırmadan savaşı sürdürdük ve Sırbistanı büyük ölçüde işgal ettik. Başkanlık seçimleri gelince Fransada Agamemnon başkan oldu ve MDP ile yeniden güzel ilişkiler kuruldu. Onlar da Sırbistana doğru harekete geçtiler ve Sırpların artık mağlubiyeti kesinleşmiş oldu.
Sırp savaşları devam ederken, henüz ECLIPSE üyesi olan Almanya Japonyaya DW verdi ve Alaskaya saldırdı. Nispeten bizim yanımızda olan ECLIPSE ittifakının MDP üyesi olan Japonyaya savaş açmasıyla karşı blok güçlü hale geldi ve Balkanlarda Hırvat, Macar ve Sırp cepheleri varken Japonyayı korumak imkansızdı ve bunu da Japonya hükümetine ileterek Almanya core bölgelerine ulaşana kadar çok stok yakmadan oyalamalarını tembih ettik. Biz de bu sırada Sırplarla barış yaparak o cepheyi kapatıp Japonyaya yönelmeye çalıştık. Sırp savaşı artık bitmeye yaklaşmışken, Almanya Japonyayı Amerika kıtasından attı. Bizimle MPPlerinin bitmesine iki gün kala Japonyaya barış teklif ettiler. Almanyanın, daha önce ezeli düşman olarak duyurduğu Japonyayı silme imkanı varken bir anda barışa dönmesiyle olayın nefretle falan alakası olmadığını, Amerikadaki granitin peşinde olduklarını anlamış olduk. Japonya tabi destek veremememiz konusunda yakındı ve barış teklifi alınca da Amerikadan uzak durmayı kabul ederek barış yaptı. Böylece Almanya üç sektörde 100% bonusa kavuşmuş oldu. Brezilyadaki ülke başkanlığı seçiminde, Pattonun ordusu ve TROLL ordusu arasında yaşanan kavgadan sonra TROLL ülkeyi terketmeye karar verdi ve onlar da Almanyaya göç etti. Bunun ardından Almanya askeri anlamda gücünü ikiye katladı ve full bonusun da verdiği ekonomik rahatlıkla daha çok söz sahibi olmaya başladı.
Temmuz ayının sonunda Türkiye olarak Macarları silmiştik ve Ağustos ayında da birkaç defa daha sildik. Ondan sonra Macaristan zaten savaşmaktan vazgeçti ve mağlubiyeti kabul etti. Yukarıdan İranın, batıdan Polonyanın gelmesiyle Hırvatistana karşı üç cephede savaşır pozisyona geldik ve Ağustos ayında Hırvatları da sildik. Silmeden önce barışa niyetli görünen Hırvatlar, silindikten sonra farklı konuşmaya başladılar zira Almanyadan söz almışlardı. Hırvatlar silinip özgürleştikten sonra Almanya artık ciddi anlamda cephelerde karşımızda vurmaya başlamıştı Hırvatların özgürleşmesine de büyük katkıları oldu. İran Hırvatistan bağlantısını kaybettikten sonra Türkiye ve Polonya olarak Hırvatlarla başbaşa kaldık ve ikimiz de DS5e karşı savaşıyorduk. O dönem için oldukça yüksek hasar bırakarak DS5e karşı 3.5 milyar civarı vurduk fakat Hırvat savaşını kaybettik. Bunun üzerine MGKyı toplayarak bu savaşın gereksiz olduğuna kanaat getirerek Slovakyadaki üssümüze çekilip Polakları Hırvatlara karşı savunmaya karar verdik. O ay Polonya için 7 milyar, İtalya için 1 milyardan fazla vurarak iki müttefikimizi de Hırvatlara karşı koruduk ve Hırvatların bu iki ülkeyle de bağlantısını kopararak savaşı bitirdik.
Bir süre dünyada barış dönemi yaşanmasının ardından, Almanya Hırvatistan Sırbistan Macaristan İspanya beşlisi INVICTUS ittifakını kurdu ve karşımızdaki blok resmileşmiş oldu. Fakat kendileri Makedonyaya -sizle MPP yapalım fakat ittifaka üye olmayın- tarzı bir teklif yaptıkları için daha en başta Makedonyayla aralarında soğuk rüzgarlar estirdiler. Kısa süre sonra, Sırbistan Makedonyaya savaş ilan etti ve biz de acil olarak ittifakta bir toplantı yaptık. Bu toplantıda, eğer Sırplar Makedonyaya saldırırsa, Makedonyayı koruma kararı aldık ve bunu da kendilerine ilettik. Sırplar savaş ilanı yasasını mecliste düşürdü fakat niyetlerini bir kere belli etmişlerdi. Daha sonra Sırplar her zamanki gibi NAP bozarak yine Romanyaya savaş ilan etti ve hala en efsanevi savaş olan Banat cephesi açıldı. Burada milyarlarca hasar bırakıldı fakat Sırplar kazanamadı. Savaşın son dakikalarinda Romanyaya Makedonlardan 100 milyonluk bir destek geldi ve savaşı da kaybetmenin kızgınlığıyla Sırplar Makedonlara tekrar savaş ilan etti. Bu yasayı görünce hemen Makedonyaya MPP tekliflerini sıraladık ve daha önce verdiğimiz sözü tutmuş olduk. Türkiye olarak barış dönemindeyken müttefikler için vurduğumuz inanılmaz hasarlar dosta güven düşmana korku saldı (bazı arkadaşların TP cephesi TP cephesi diye tutturduğu zamanlar) ve bu dönemde kurduğumuz bağlar da kalıcı dostluklar oluşturmamıza yardımcı oldu.
Bizim de gerek makalelerde gerek cephelerde Almanya ile aramız iyice kızışmıştı ve Almanya da tehlikenin farkında olduğu için Polonyayla yaptıkları anlaşmaya -hiçbir MDP ülkesine geçiş izni vermeme- şartı koydurmaya çalışıp duruyorlardı. En sonunda Polonya bunu reddetti ve Almanlar da tehdit ederek görüşmeyi sonlandırdı. Hatta görüşmedeki son sözleri -Türkiye bonuslarının tadını çıkarırken sizin silinmenizi izleyecek- olmuş kendilerinin :) Bu sırada Fransadan bir grup Rusyayı TOladı ve öncelikle Litvanyanın tuttuğu Rus bölgelerinin peşine düştü. Bu grupla MDP olarak yaptığımız görüşmelerde bölgedeki niyetlerini öğrenmeye ve üyelerimiz için bir tehdit oluşturup oluşturmadıklarını anlamaya çalıştık. Bize net bir yanıt vermekten kaçındıkları gibi, kısa süre içerisinde bize düşman olan bütün ülkelerle MPP yaptılar. Ayrıca, Almanyaya yakın konumda bulunan Kaliningrad bölgelerini ısrarla istediler ve Litvanyaya bu bölge olmadan barış yapmayacaklarını söylediler. Almanya da eski müttefiki ECLIPSE ve yeni TOlanmış ülke Rusya arasında seçip yaparak Rusyayla devam etti ve Litvanyayla MPP imzalamadı. Daha sonra Gürcistanla konu hakkında bir temasımız oldu ve yukarıda anlattığım sebepler nedeniyle Rusyanın bizim için bir tehdit olduğuna karar vererek ECLIPSE ile birlikte Rusyaya karşı organize olduk. Gürcistan, Iran üzerinden geçerek Kaliningrad ve Leningrad bölgelerini alarak Rusyanın Avrupayla bağlantısını kopardı. ECLIPSE ile kurduğumuz bu organizasyon, İranı Almanya sınırına taşımamıza da yardımcı oldu. Rusyada toprağı bulunan İran, önce Letonya sonra Litvanya üzerinden geçerek İsveçe ulaştı ve Almanyaya saldırabildi.
Dünyanın diğer tarafında da, Brezilya henüz yeni katıldığı ittifak INVICTUStan ayrıldı. Önceki kısımlar anlattığım Brezilya-TROLL kavgasına rağmen Brezilyanın o ittifaka alınması TROLL ordusunun tepkisine yol açmıştı ve Almanlar biz istemedik ama bir şey de yapamadık diyerek burada suçu Sırplara attı. İlerleyen zaman içerisinde INVICTUS içerisinde daha derin kavgalara yol açan bu konu yüzünden, ittifakın organizasyon kanallarındaki TROLL üyeleri, bir diğer ittifak üyesi Brezilyaya hakaret ettikleri için banlandı. İttifaka, İspanyaya yardım edilecek sözüyle katılan Brezilya da öyle bir yardımın söz konusu olmayacağını ve ittifakta da istenmediklerini görünce ayrıldılar ve MDP ile barış imzalayarak tarafsız kalmaya karar verdiler. Paraguaya burada istedikleri bonusları kazandırınca, resmi olarak bütün MDP ülkeleri -doğal sınırlarına- ulaşmış oldu.
İspanya cephesinde de Eylülde başlayan savaşı sonuçlandırmak için İtalya da doğrudan cepheye katıldı ve bir süre sonra İspanya barışa razı oldu. Barışın detaylarına göre, Portekiz bonusu İtalyadan, İtalya da Avusturyadan alacaktı. İtalya bu bonus takasını kabul etmedi ve üstüne İspanyanın orjinal bölgelerinden bonus istedi. Görüşmelerden sonra takası kabul ettiler fakat bu sefer de Portekizden -cüzi- (170 gold kadardı sanırım) bir kira bedeli istediler ve Portekiz de müttefik müttefike bunu yapar mı diyerek reddetti tabiki. Savaşa devam edildi İspanya silindi. Tekrar bir barış görüşmesinde, İspanya orjinal bölgelerinden Portekize lazım olan bonusları vermeyi kabul etti fakat İtalya bu sefer İspanyadan 100 gold kadar savaş tazminatı ve yine İspanya bölgelerinden bonus isteyince o barış da uzadı. Bunun üzerine Portekiz yeter diyerek bir takım başka sebeplerin de yüzünden ittifaktan ayrıldı ve İtalyayı dahil etmeden barış imzaladı.
Bu olaylardan bir süre önce, Türkiye olarak Almanyayla savaşın yakın olduğunu ittifaka duyurduğumuzda, Japonyada olan şu an Demiurge nickli arkadaş ittifakı kukla ettiniz evcil hayvan gibi kullanıyorsunuz kabul etmiyorum ben Almanyayla MPP yapacağım deyince kıyamet koptu. Aldığı tepkiler yüzünden geri adım atsa da 2 gün sonra gerçekten MPP imzaladı fakat ben istemedim meclis yapmış diyerek bahanesini de unutmadı. MPP imzaladıktan birkaç gün sonra ktab beni kandırmış diyerekten geri geldi. Yukarıda bahsettiğim Gürcistanın İran üzerinden geçip Rusyaya saldırma planını Almanlar bunlara Gürcüler size geliyor bakın çok gizli bilgi diyerek aktarmışlar. Tabi planın Japonyayla alakası olmadığını görünce bu arkadaş da kandırıldım dedi fakat artık güvenimizi kaybetmişti zaten. Daha sonra Türkiyeden vatandaşlık istedi, biz reddettik. Şimdi kafayı tırtlattı zaten bana hakaret edip duruyor işte. Ayrıca Japonya, normalde ittifak kurallarına göre karargahtan biriyle müzakere yapması gerekirken tek başına gidip Hindistanla anlaşma yapmaya çalıştı ve anlaşamayınca da yine kimseye haber vermeden Hindistana saldırdı. Yunanistan ise Almanyaya karşı NEyi geçiremedi ve sonra da vatandaşları patır patır Almanya için vurmaya başladı. Şimdilerse ise hükümetleri komple Almanya için vuruyor.
Biz de Türkiye olarak bu gibi sebepler ve birkaç ülkenin mantıksız tutumları yüzünden ittifaktaki durumumuzu sorgulamaya başlamıştık. Portekiz ayrıldığında biz de çıkmaya karar verdik. Hiç güçlü ittifak olmadan oyun tabiki devam edemez, o nedenle yeni ittifakların kurulması yakındır. Biz de bu düzende hem kendimizin hem gerçekten dostumuz diyebildiğimiz ülkelerin çıkarlarını göz önünde bulundurarak yeni bir oluşumla devam edeceğiz.
Daha uzun bir makale olacaktı ama yazdıkça şunu söylemeyeyim bunu söylemeyeyim diye diye bu kadar kaldı :) Birkaç ay sonra bu şekilde bi makale daha yazarım inşallah.
Saygılar,
Винагородити
IzualSiPaHiAmy RoseDepegenHadrielLotrerRaikkonenCamel SoftKizagankaanteamoserdengectiBalabantrSantiago 45sitareNyx UlricBarbarosКоментарі (52)
pirinç
bulgur
Voted o7
Allahu ekbar (bomb explodes)
yarısına kadar ancak okudum bu ne aq
arkası yarın
voted
bikac ay uzun reyiz, arada mesela 2-3 haftada bir merakimizi gidereck kadar yaz. 3 ayda birde genis ozet yazarsin :-D oyunun en tatli yeri diplomasi , mahrum kaliyoruz Secret secret nereye kadar
hepsini okudum goldumu isterim.
O may gat
Okudum kemal brezılya kısmına kadar ) sal bakayım
Son yıllarda yazılmış en heyecanlı ve sürükleyici aksiyon romanı -TheTimes
İtalyadan zaten nefret ediyordum toplantılardaki durumları vs. yunanın saldırmasına gayet sevindim. Yunanın almanya için vurmasını aslında çok ofansif görmemek gerek ittifak dağıldığı için her ülke bağımsız zamanında yunana cidden emek vermiş bir ktab var orada her ne kadar son 4 aydır yaptıklarını tasvip etmesem de vurmaları gayet normal tabi bize karşı vurmadıkça...
Gold comment
Okudum sal
Ulaştım ama gözüm yanıyor o7
rez sonra okurum
Ulaştım ben
Erkan abiye saldım bir goldu kaldırdım o bölümü de
Sabırla okudum. Eline sağlık.
ulastim
Almanyaya da karşı ittifakın finansal merkezi oldukları ve bize tehdit yarattıkları için saldırdık, şu şekilde: https://karikaze.files.wordpress.com/2011/04/37238_411456277838_671082838_4450709_5453119_n.jpg
tesekkurler reis
o7 eline sağlık
Eline sağlık MDP içinde olupta gelecekte yanımızda olmayacağı kanısına vardığımız 2 ülke belli oldu bizimle kimle olacak bakalım
okuyamadım
Hepsini mobilden okudum bide biraz okuyup pcden okuyayım dedin öyle sürükleyiciydi ki bir anda bitirdim. Eline emeğine sağlık kardeşim
tl;dr
Kardeş yazmışsın iyi hoş amma oyunda bölünmemizin ve huzurun kaçmasında 1 numaralı sorumlu olduğunun farkında değilsin. Hatalarını kabul etmedin. Bencilsin, ben merkeziyetçisin. Ortamı yumuşatacağınıza dahada insanların taraf olmasına neden oldun. Discord ta milleti bizzat bize karşı gazladın. Yeni hesap alan, 3-4 aylık bebeleri tanımayız etmeyiz. Bizim üzerimize saldın. Kendi ordunun discordunda bizzat mesnetsiz ss lerin paylaşılmasına göz yumdun. Ordundan birisi duyurulara yazdı, yazdı, yazdı. Sonra bizim yazdığımızın ss sini aldı paylaştı. Sonra biz kötü olduk. Onun yazdıklarınıda gördüğün halde bir çok kez ordunda bu politikanın güdülmesine ses çıkarmadın. Yanlışsın yanlış.
sövecem olmuyacak bi ara canım isterse sana ne olduğunu hatırlatırım, oda canım isterse
Yav he he.
HAAHAAAAAAAAA sesli güldüm
Bölücü olan taraf, iktidar hırsı için karşısındakine saldıran, gerekirse ülke savaşlarında vurmamayı planlayan taraf şu anda oyununa danimarkada devam ediyor wyceff. Kimse gidin demedi size.
HAAHAAAAAAAAA sesli güldüm
Desperado içip içip millete sarma dayı.
okuyan da en az yazan kadar işsiz boş beleş
Eline sağlık başkan o7
Beyler siz neyin kafasïndasınız adam mdp ve türkiye bağlantısından bahsetmiş. Siz hala danimarka mevzusundan konu açıyorsunuz ayrıca kesut burada milleti durduk yere ıssïracağïna git savaşïna devam et
Surukleyici, eline saglik baskan. Italyanlara sinir oldum, cok acgozluymusler. Arada böyle seyler çok iyi oluyo o7
@Exxtravaganza fark ettiysen uzadığı için kesilmiş çıban misali bu arkadaşlar gittiğinden beri herşey daha iyi oldu. İşin enteresan yanı neşteride kendileri vurdular.
kesut momiser nerden bildiğin işsiz olduğumu +1 ama boş beleş bence yakışmadı -1
Adam tr meselelerinden bahsediyor denmarklılar yine gelmiş. Siz kendi ülke meselelerinize kafa yorun
göktürk senle muhattap olmuyorum sen bana uzak ol bende sana
Vah vah... Çok üzüldüm
Beter ol
okudum. uzundu.
Gözüm yaşarana kadar okudum o7
Marvel ve Dc den sonra sevdiğim en güzel çizgi roman o7